Sir William Herschel
Sir William Herschel
‘'Bize hayat veren, en parlak yıldızlara’’
Friedrich Wilhelm Herschel (15 Kasım 1738 – 25 Ağustos 1822) Almanya’nın Hannover kentinde doğdu. Kendisi astronom, teleskop üreticisi ve bestecidir. İngiltere’ye göç edene kadar Hannover Askeri Bandosu bünyesinde çalışmıştır. 24 senfoni besteleyen Herschel keman, çello, klavsen ve org çalmıştır. İngiltere’ye göç ettikten sonra Newcastle orkestrasında ilk kemancı olarak görev aldı. Buradan Leeds’e taşınarak kilise orgcusu oldu; sonunda da Bath orkestrasının yöneticisi oldu. Bu müzik sevgisi en sonunda onu matematiğe ve ışık bilimine yönlendirecekti. İngiliz Sir Nevil Maskelyne ile tanışmasının ardından astronomiye olan ilgisi başladı ve kendi yansımalı teleskobunu yaptı.
Sir William Herschel güneş sistemindeki minik gezegenler için asteroit kelimesini uygun bulan ilk bilim insanıdır. Ayrıca yıldızların özdevinime sahip olduklarını fark ettikten sonra Güneş Sisteminin uzayda hareket ettiği sonucuna vardı. Kendi ürettiği teleskobu yeterince güçlü olduğundan, Mars’taki bulutları görebiliyor, mevsimler değiştikçe bunların büyüyüp küçüldüğünü gözlemleyebiliyordu. Herschel 1773 yılında, yıldızlar ve gezegenlerle ilgili sayısız gözlemlerini kaydetmeye başladı. Hayatı boyunca çok dikkatli gözlem günlükleri tuttuğu için, Çiftyıldızların ve uzaktaki diğer cisimlerin görünümleri ya da konumlarında herhangi bir değişiklik olup olmadığını anlamak için sık sık günlüğündeki eski notlara bakarak bunları yeniden gözlemledi. İşte bu dikkatin sonucu ortaya çıkan bu notlar ünlü Derin Gökyüzü Kataloğu ve Çiftyıldız Kataloğunun yanı sıra 500 Yeni Bulutsu, Bulutsu Yıldızlar, Gezegenimsi Bulutsu ve Yıldız Kümeleri Kataloglarının da temelini oluşturdu. Yıllar süren gözlemleri sayesinde Samanyolu’nun disk şekilli bir yapısı olduğunu da ileri sürebildi.
Herschel 1781 yılının Mart ayında, çoğu zaman yaptığı gibi Çiftyıldızları ararken, yıldız doğasına sahip olmayan bir diske rastlamıştır. Herschel bu cismin asıl olarak bir kuyrukluyıldız veya başka bir şey olduğunu düşünmüştür. Rus bilim adamı Andres Lexell’in değerlendirmeleri sonucu bu diskin yörüngesinin gezegensel olduğunu ortaya çıkmış ve sonuç olarak Herschel Satürn’ün yörüngesinin ötesinde de, yedinci bir gezegen olduğu kanısına varmıştır. Kral III. George anısına bu gezegene ‘’Geoerge’un Yıldızı’’(Gerogium Sidus) olarak adlandırılmış olsa da, bu isim kalıcı olmamıştır. Fransa’da ‘Herschel’ olarak tanınan bu gezegen, bir süre sonra Yunan mitolojisinde hem Gala’nın eşi, hem de Zeus’un büyükbabası olduğuna inanılan, kozmik güçlere sahip gökyüzünün tanrısı Uranüs adında adlandırılmıştır. Herschel bu keşfi ile, 1781 yılı içerisinde Copley Madalyası ile ödüllendirilmiş ve Royal Topluluğun bir üyesi haline gelmiştir. 1782 yılında ise Kral’ın astronomu olarak görevlendirilmiştir. Sonuç olarak aynı yıl içerisinde Herschel Buckinghamshire’a yerleşmiştir. Yeni şehirde astronom, teleskoplar üretmeye başlamış ve 60’ın üzerinde Avrupalı astronoma ürettiği teleskopları satmıştır.
Kariyeri boyunca, Herschel 400’ün üzerinde teleskop üretmiştir. Ürettiklerinin arasındaki, en büyük ve aynı zamanda en ünlü teleskobu, 126 metrelik ana aynaya sahip ve 12 metrelik odak uızunluğuna sahiptir. Normal teleskoplardan farklı bir yol izleyerek yaptığı ‘’Herschellian Teleskobu’’ ile 28 Ağustos 1789 yılında yaptığı ilk gözlemde Satürn’ün uydusu olan Enceladus’u keşfetmiş, bir aylık gözlem sonucunda ise Satürn’ün diğer uydusu olan Mimas’ı keşfetmiştir.
Herschel’ın diğer önemli keşifleri ise;
- 1787 yılında Uranüs’un ayları olan olan Oberon ve Titania’yı keşfetmiştir.
- Kendisinden önce Giovanni Domenica Cassini ve Christiaan Huygens tarafından gözlemlenen Mars kutuplarındaki buzulların Mars’ın mevsimleri ile değiştiğini gözlemlemiştir.
- Yıldızlar üzerindeki çalışmalarından sonra Güneş Sistemi’nin kendisinin de bütün olarak hareket ettiğinin farkına varmış ve hareket yönünü yaklaşık olarak hesaplamıştır.
- Bir mikroskop kullanarak, genel kanının tersine, deniz mercanlarının hücre duvarının bitkisel değil, hayvansal bir formda olduğunu kanıtlamıştır.
Sir William Herschel’in gökyüzünü gözlemlemeye duyduğu ilgi onu Güneş’i incelemeye yönlendirmiştir. Fakat Güneş’e kısacık bir an bile bakmak gözlere zarar verebileceğinden, Güneş lekelerini – Güneş’te, etraflarından daha soğuk olan ve solar aktiviteyle ilgili alanları – güvenli biçimde gözlemleyebilmek için çeşitli filtreleri inceledi. Herschel’in kırmızı bir filtreyle yaptığı deneyler ilginç sonuçlar doğurdu: Herschel filtreden hiçbir ışık geçmese de ısıyı hissedebildiğini fark etti. Bir termometre kullanınca ‘’görünmez’’ ışığın epey sıcak olduğunu keşfetti. Bu görünmez ışık, görünen spektrumun kırmızı ucunun ötesinde olduğundan ‘’kızılötesi’’ olarak adlandırıldı.
Herschel’in hatıralarına göz atacak olursak;
- Uranüs’un sembolü içerisinde Herschel’in soyadının baş harfi olan H’yi taşımaktadır.
- Mu Cephei yıldızı, Herschel’in ‘’Lal Taşı Yıldızı’’ olarak da bilinmektedir.
- Mars üzerinde büyük bir çarpma havuzunun adı Herschel’dir.
- 2000 Herschel adında bir meteor vardır.
- La Palma, Kanarya Adaları’ndaki büyük teleskobun adı William Herschel’dir.
- 14 Mayıs 2009 tarihinde kendi türündeki teleskopların en büyüğü olan Herschel Uzay Aracı Avrupa Uzay Ajansı tarafından başarıyla uzaya gönderilmiştir.
- Bath, İngiltere’de, Herschel Astronomi Müzesi vardır.
Aynı zamanda çok iyi bir baba olan Sir William Herschel, oğlu Sir John Friedrick William Herschel için ilham kaynağı olmuştur. John 1816’da astronomiyle ilgilenmeye başladıktan sonra ilk teleskobunu inşa etti. Çok geçmeden de gözlemsel astronom olan babasının izinden yürümeye başladı. 1833 yılında Sir John 10.300 Çoklu Yıldız ve Çiftyıldız Genel Kataloğunun yanı sıra Yeni Bulutsu ve Küme Genel Kataloğunu(NGC olarak bilinir)da yayımladı.